MİLLETLER ARASI ÖZEL HUKUK
MİLLETLER ARASI ÖZEL HUKUK
Bugün siyasal anlamda yaşadığımız bazı sorunların temelinde, devletin tanımı üzerinde bir mutabakata varamamak olduğunu düşünüyorum.
Bizin kültürümüzde devlet kutsaldır. Ancak devlet neden kutsaldır konusunda, devletin “kutsal oluşu” kadar ortak bir kararımız olduğunu zannetmiyorum. Kimisi devleti kuran önder iradeye bağlı olduğu için devleti kutsal olarak kabul ederken, diğeri kutsalı yaşamak için devletin zorunlu olduğunu düşünmekte. Yine bazıları da devleti oluşturan insanlar üzerinde daha rahat tahakküm kurmak için devleti kutsal kabul etmektedir. Buna benzer birçok gerekçe ortaya konulabilir.
Bir an için konuya “kutsal” bakışla değil de pragmatik açından baktığımızda, devlet yine çok önemli bir mefhumdur. Vatandaşı olunan hatta “üyesi” olarak da kabul edilebilecek insanların ortak menfaatlerini karşılayan, kaygılarını gideren, koruyan ve kollayan bir yapı olarak da devlet olmazsa olmaz bir örgütlenmedir.
Devlet hangi bakışla tanımlanırsa tanımlansın temelinde insan vardır. Çağımızda devletlerin esas görevinin onu oluşturan insanın huzuru olduğu artık daha yüksek sesle seslendiriliyor.
Devletin insanların huzuru ve ortak istikbali için var olduğu söyleniyor ama bunun herkesçe kabulü ve idraki anlamımda sıkıntılar olduğu görülüyor. Eğer öyle olmamış olsa bir devleti oluşturan insanlar devletin istikbali söz konusu olduğunda, devletin etrafında kor ateşler yandığı zamanlarda bile birlik olmaz mıydı?
Sıradan biri olarak ben de bir vatandaş olarak cüzdanımda taşıdığım nüfus cüzdanımla, 75 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 75 milyonda bir “hisse” sahibi olduğumu düşünüyorum. O yüzden devletimin her şeyi beni yakinen ilgilendiriyor. Aynı ülkeyi paylaştığım diğer insanların hal-i ahvali de beni çok ilgilendiriyor. Zira bir bütünün ayrılmaz parçaları olarak birbirimize mecbur ve birbirimizden mesulüz.
Her vatandaş, devleti, “benim devletim” olarak tarif etmeye ve hissetmeye başladığında “iç sorunlarımızın” önemli bir kısmını halletmiş olacağımız düşüncesindeyim. Geleceğimiz için, bu devlette ortak olduğumuzu, hiç kimsenin imtiyazlı paya sahip olmayıp her birimizin eşit olduğunu artık daha iyi hissetmeliyiz. Bu devlet bizim. Devletteki ortaklığımızın da bir hukuku olması gerektiği, kuralların, kaidelerin varlığına muhtaç olduğu açık. Bu ortaklık hukukun diğer adı anayasadır. Hissedilebilir hükümlerin olduğu, ortaklığımızı pekiştirecek, atiye taşıyacak bir anayasa bugünün de meseledir.